10 Ekim 2011 Pazartesi

Vatan Gazetesi – Röportaj (9 Ekim 2011)



Nurdan Tümbek Tekeoğlu 25 yıllık profesyonel iş yaşamından sonra kendi kanatlarıyla uçmaya karar verdi… Artık o sinema yapımcısı ve şirketlerin danışmanı…
Nurdan Tümbek Tekeoğlu’nu yıllardır tanıyorum. İş yaşamındaki başarı grafiğini izledim. İş yaşamının yanırsa sosyal sorumluluk projeleri konusundaki hassasiyeti hep etkileyici oldu. Nurdan Tümbek Tekeoğlu geçen yıl Metro Türkiye’nin en tepe yöneticisiyken işinden ayrıldı. 25 yıllık profesyonel iş yaşamını noktaladı. Ve başka sularda yüzmeye başladı. Şimdi o film yapımcısı ve şirketlerin danışmanı… Kendi kanatlarıyla uçmak nasıl bir şey? Bir daha profesyonel hayata döner mi? Bunları konuştuk Nurdan Tümbek’le…
* Nasıl oldu bu iş değişikliği?
25 yıldır profesyonel iş hayatındayım. 9 yıl da Metro Grubu’nda çalıştım. Birikimimi orada sağlamlaştırdım. El sıkışarak pozitif ayrıldık.
* Bir anda ne yapacağım ben şimdi dediniz mi?
Buna fırsat olmadı… Metro’da çalışırken Aydın Üniversitesi’nden ‘Üniversitemize gel tecrübelerini anlat’ diye teklif gelmişti. Eşim Orhan Tekeoğlu’nun İfakat adlı filminin gösteriminde üniversitenin kurucusu Mustafa Aydın bu teklifi yapmıştı. Uygun bir zemindi bu, iş hayatımı engellemeyecek şekilde Yüksek Lisans öğrencilerine ders vermeye başladım.
Kılıçdaroğlu’nun halasının kızına da danışmanlık yapıyor
* Bunun dışında neler yapmaya başladınız?
Metro’da çalışırken bir iş kadınıyla tanışmıştım. Almanya’da iş kurmuş bir kadın. Metro’ya gelmişti. Beni çok etkilemişti. Berlin’de bir temizlik şirketi var. Kemal Kılıçdaroğlu’nun da halasının kızı. Metro’yla iş yapmak istiyordu. Aynur Boldas ismi.
* Biliyorum kendisini…
Evet. Basında da yer aldı. Yılın işkadını seçildi Almanya’da. Kendisi benle tanıştıktan sonra, “Ah Nurdan Hanım gibi bir ortağım, genel müdürüm olsa Türkiye’de” demiş. Kendisi çok başarılı. Hayatı beni çok etkiledi. 18 yaşında evlenmiş, Tunceli’den kalkıp Almanya’ya gitmiş. Kız annesi. Kendi başına ayakta durmuş, Zazaca biliyor, Türkçesi bile yeterli değilken Almanca öğrenip işini kurması çok etkileyici. Ben Metro’dan ayrıldıktan sonra işler beni buldu. Aynur Hanım’a danışmanlık verdim, bir yandan da üniversiteye derslere gittim.
Benden iyi yapımcı olacağını söylediler
* Yıllarca üst düzey yöneticilik yaptınız, yeni iş hayatı nasıl?
Hayat çok farklı oluyor. Sülalem beyaz yakalı. Babam mühendis. Eşim gazeteci, belgeselci. Ben baktım işler büyüyor eşimin şirketine de ortak oldum. Eşimin belgeselinin yapımcılığını üstlenmiştim, İfakat’i yaparken de çok şey öğrendik. Eşim o filmi yaparken ikinci film projesini de hazırlamıştı.
* Yine belgesel mi?
Uzun metrajlı bir film bu kez. Onun da yapımcılığını üstlendim. Macaristan’da Pech’de İfakat ödül aldı, orada organizasyonu düzenleyen Kerko Limited’in sahibi, “Nurdan senden dört dörtlük yapımcı olur” dedi. Ben sinemaya hayatım boyunca çok meraklıydım. Profesyonel iş hayatım döneminde hatırlarsın, kısa film yarışmasına da destek olmuştum.
* Virüsü kapmışsınız…
Sinema beni çekiyor. Sosyoloji mezunuyum. İnsanların yaşam biçimleri beni etkiler. Sinema dünyayı insanın ayağına getiriyor.
* Profesyonel iş hayatına döner misiniz? Çok iyi bir teklif gelse ne yaparsınız?
Döner miyim, bilemiyorum şu anda. Teklifler geldi ama istemedim. Öyle teklifler gelmeli ki benim yetki sahip olacağım işler olmalı. Biri bana gelsin ‘Şu ürünüm var bilinirlik sağlamak istiyorum’, ya da ‘Şirketimle ilgili itibar yönetimi istiyorum’ desin, bu işte kendime güvenirim ve en iyi şekilde yaparım. İşe reklam satarak başlamış biriyim. Pazarlama konusunda uzmanlaştım. Tepe yöneticilik konusunda ancak çok iyi bir yer olmalı.
Kendi işinizde daha çok çalışıyorsunuz
* Çalışma prensipleri ve temposu bakımından nedir farklılıklar?
Profesyonel hayattan daha fazla çalışıyorsunuz kendi işinizde. Profesyonel hayatta orkestra şefiydim, şimdi yalnızım. Tamam yanımda çalışanlar var ama o yapıdaki gibi değil. Bir ekip yok. Bundan sonra olacaksa ben yine Alman, Avusturya firmasında ya da kurumsallaşmak isteyen bir Türk firmasında çalışmak isterim. Çünkü kurumsallaşma çok önemli, bunu yapabilen Türk şirketi çok az.
* Sizce bunun nedeni ne?
Patronlar Türkiye’de hep işin içinde. Profesyonellere bırakmıyorlar. Siemens, Bayraktar Grubu, Garanti Bankası, Metro’da çalıştım. Büyük şirketler bunlar. Kendi şirketinde çalışan biri olunca sana bakış da değişiyor. Direkt olarak seninle muhatap olan insanlar da değişiyor. Metro’dan ayrıldıktan sonra senden menfaat bekleyen insanlar yok çevrende, senden fikir isteyen farklı insanlar var. Yol göstericilik istiyorlar. Genelde bana bilinirlik sağlamak için geliyorlar. Geçenlerde çok büyük bir kafa avcısıyla görüştüm. Bana ‘Türk firmalarının yüzde 99.8’i kurumsallaşmamış durumda. En kurumsallaşmış denilen şirketlerde bile şirketin sahibi işlerin içinde’ dedi. Yetki verilmiyor Türkiye’de. O kafa avcısı bana da ‘kendi işini yap’ dedi. Türkiye’de patronlar işlerini bırakamıyor. Bıraksalar işlerinin önü açılacak, bir noktaya gelip tıkanıyorlar. Değişmek istemiyorlar. Yükselip bir noktada kalıyorlar, sıçrama yapamıyorlar. Colins, Mavi Jeans ve Marks & Spencer gibi güzel örnekler de var. Hüsnü Özyeğin mi yönetiyor Marks& Spencer’ı? Hayır profesyonel yöneticiye bırakmış durumda.
Yeni nesil ofiste çalışmayacak
* Çalışan profili de artık çok değişti. Siz gençlere de ders veriyorsunuz…
Değişik nesil geliyor. Y kuşağı. Bunların hiçbiri ofiste çalışmayacak. Ben de evimde de ofisimde de aynı düzeni kurdum. İşe gitmeden işinizi takip edebilirsiniz. Birçok iş artık böyle yapılıyor.
Her şey artık network işi. Ben de bunu yapabilecek konumdayım. Beni herkes tanımış tanıdığı kadar, bir telefonun ucunda herkes. Bunların hepsini kendim yaptım. Arkamda zengin bir baba, beni destekleyen varlıklı, itibar sahibi bir koca yoktu
CEO kadınlar birbirinin rakibi
* Girişmci kadın profili ve büyük şirketlerde yöneticilik yapan kadın profili bana farklı gibi geliyor… Sizce?
Türkiye’de girişimci kadın sayısı artıyor. Kısa süre çalıştığım bir kadın oldu. Çok başarılı bir kadın. Bir gün ceket etek işe gitmekten sıkılıyor, takı işine giriyor, şu anda Alman hazırgiyim firmalarına aksesuar ihracatı yapıyor, 250 kadın çalışanı var. Şimdi tekstil ihracatına da başladı. İş kadınlığı risk almayı gerektiriyor. Kadınlar CEO ve genel müdürken birbirlerinin rakibi. Rekabet var, destekleme yok.